Vücudun enerji kaynakları olan protein ve şeker oranlarının belirli bir seviyenin altına inmesi ile yorgunluk gözlenir. Ancak yoğun çalışma temposu bu duruma eklenince yorgunluk daha da artar. Sürekli halsizlik ve yorgunluk, hemen herkesin hayatı boyunca karşılaştığı bir rahatsızlıktır. Bu durumun aşılması için yapılan çalışmalar oldukça fazladır. Tıbbi araştırmalar sonucu, kronik yorgunluk sendromu adı hekimler tarafından tanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hastalığın nedenlerine ilişkin laboratuvar sonuçlarının değerlendirilmesi gerekir.

Dinlendiğiniz halde geçmemesi, bir hareket sonucu ortaya çıkmaması, iş ve sosyal hayatınızda size engel olması, altı ay süre ile devam etmesi ve hekim tarafından yapılan değerlendirme ile başlaması gerekir.

Bunların yanında şişkinlik, kronik öksürük, karın ağrısı, sersemleme, kulak ağrısı ve çınlaması, ağız ve göz kuruluğu, çarpıntı, gece terlemesi, stres, psikolojik sorunlar; anksiyete, depresyon, asabiyet, panik atak. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, deri kuruluğu ve deride karıncalanma ve kilo kaybı gibi sorunlar sürekli halsizlik ve yorgunluk yapabilir.

Bağışıklık sistemi 11 yaşına kadar olan çocuklar ile 45 yaşından daha büyük kişilerde zayıf durumdadır. Çocukların bağışıklık sistemi ilerleyen zamanlarda yeterli seviyeye ulaşarak sürekli halsizlik ve yorgunluk yapan durumların ortadan kaldırılmasını sağlayabilirken, ilerleyen yaşlardaki hastalarda bağışıklık sisteminin yeterli olabilmesi için dışarıdan takviye besinler alınması gerekir.

Önemli bir sürekli yorgunluk ve halsizlik nedeni olan şeker hastalığı, karaciğer ve pankreas gibi iç organların yeterince çalışamamasından kaynaklanır. Karaciğerde bulunan glikozun glikojen yani enerjiye çevrilebilmesi için pankreastan insülin salgılanması gerekir. Pankreas bu görevini yeterince yerine getiremeyince enerji düzeyi düşerek kişinin halsiz ve yorgun düşmesine neden olur. Bu durumun düzelebilmesi için şeker hastalığından tam olarak kurtulmak ya da bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun hastalığa rağmen dirençli olmasını sağlamak gerekir.

Öncelikle her sabah yarım saat erken uyanın, yataktan kalktıktan sonra dişlerinizi fırçalayın, yüzünüzü yıkayın ve eşofmanlarınızı giyerek yarım saat yürüyüş yapın ve duşunuzu alın. Papatya çayı ya da ıhlamur çayı içerek beslenmeye başlayabilirsiniz. Bu çaylar kanınızda bulunan zararlı minerallerin dışarı atılmasını kolaylaştırarak daha dinç olmanızı sağlayacaktır. İçtiğiniz çaydan yarım saat sonra kahvaltınızı yapabilirsiniz. Günlük öğünler arasında kuruyemiş tüketmek yorgunluğun geçmesini sağlayabilir. Akşam yemeği yememek ve erken uyumak sizi ertesi güne dinlenmiş olarak uyandırabilir. Sürekli halsizlik ve yorgunluk, bunlara rağmen geçmiyor ise dahiliye uzmanına görünmeniz gerekir.